DBRS Portekiz’in Kredi Notunu Yükseltti

DBRS Portekiz’in Kredi Notunu Yükseltti

Dört büyük kredi derecelendirme kuruluşundan biri olan DBRS, 21 Nisan’da yaptığı açıklamaya göre Portekiz’in notunu “BBB (negatif)” den “BBB(istikrarlı)” ya yükseltti.

Kanadalı derecelendirme kuruluşu yukarı yönlü revizyonun, Portekizli borçların sürdürülebilirliğinin artmasıyla ilgili anlayışı yansıttığını ve bu durumun kamu maliyesinin “daha ​​dayanıklı” bir şekilde konsolidasyonuyla desteklendiğini belirtti.

DBRS kamu borçlarının 2014 – 2016 yılları arasında GSYİH’nın % 130’u seviyesinde dengelendikten sonra son dönemde %125,7’ye düştüğünü belirtti. Bütçe disiplini devam ettiği sürece ekonominin iyi bir hızla büyümesini sürdürmesi ve kamu borçlarının azalmaya devam etmesi bekleniyor. Ajans, büyümenin ve iyileşmenin beklendiği şekilde devam etmesi durumunda kredi notunun yukarı yönlü revize edilebileceğinin altını çizdi.

Buna rağmen, ülke ekonomisinde derecelendirmeye yönelik aşağı yönlü bir revizyona yol açabilecek negatif baskılar hala mevcut. DBRS, bunun ülkenin kamu borcunun dinamiklerinde veya sürdürülebilir ekonomik politikalara olan siyasi bağlılığın zayıflaması durumunda ortaya çıkabileceğini belirtti. Bu nedenle, ne olursa olsun Portekiz’in geniş çaplı istikrarlı siyasi sisteminin sürdürülmesi gerektiğini ve hükümetin mali konsolidasyona olan bağlılığını sürdürmesinin önemli olduğunu açıkladı.

DBRS Konut Fiyatları ile İlgili Uyardı

Ajans, “Konut fiyatlarındaki güçlü ve sürekli artış endişe verici olabilir” diye uyardı. Buna rağmen, finansal istikrar risklerinin azaldığını, örneğin Portekiz Merkez Bankası’nın geçen yıl tüketici kredisi ve konut artışına tepki vermek için makro ihtiyati tedbirler aldığını belirtti.

Son olarak, DBRS kısa vadeli ekonomik büyüme tahminleri sağlam olsa da, ülkenin büyüme potansiyelinin nispeten düşük olarak kalmaya devam ettiğini ve bunun da “Portekiz’in notu için bir zorluk” olduğunu düşünüyor. İstihdamın potansiyel büyümeye katkısının düşük verimlilik ile sınırlı olduğu biliniyor. Üstelik yüksek işsizlik seviyeleri ve çalışma çağındaki nüfusun az olması da bu duruma katkıda bulunuyor.